Atatürk Köşesi

“Biz medeniyetten, ilim ve fenden kuvvet alıyoruz ve ona göre yürüyoruz. Başka bir şey tanımayız.”

Mustafa Kemal Atatürk'ün Hayatı

Erken Yaşam ve Eğitim (1881-1905)

Mustafa Kemal Atatürk, 1881 yılında Selanik’te dünyaya geldi. Ailesi orta sınıfa mensuptu. Babası Ali Rıza Efendi, kaymakam olarak görev yapmış, annesi Zübeyde Hanım ise ev hanımıydı. Mustafa Kemal’in erken yaşamı, çağının koşullarında sıradan bir ailenin çocuğu olarak geçti. Eğitimine Selanik’teki askeri rüştiye okulunda başladı.

Askeri Kariyer (1905-1918)

Mustafa Kemal, askeri eğitimine Manastır Askeri İdadisi’nde devam etti. Ardından Harp Okulu’na girdi ve 1905 yılında mezun oldu. İlk görev yeri Selanik oldu. Birinci Dünya Savaşı’na Osmanlı İmparatorluğu’nun Almanya yanında yer almasıyla katıldı. Çanakkale Savaşı’nda önemli roller üstlendi ve Anafartalar Zaferi’ndeki başarıları ile dikkat çekti.

Mondros Ateşkesi ve İşgal Dönemi (1918-1922)

Mondros Mütarekesi sonrasında İtilaf Devletleri işgali başladı. Ancak, Mustafa Kemal, Anadolu’da ulusal bağımsızlık mücadelesi başlatarak 1919’da Samsun’a çıktı. Milli Mücadele, Kurtuluş Savaşı’nı başlattı. Sakarya Meydan Muharebesi ve Büyük Taarruz gibi önemli zaferlere öncülük etti.

Cumhuriyet Dönemi ve Devrimler (1923-1938)

Türkiye Cumhuriyeti, 29 Ekim 1923’te ilan edildi ve Mustafa Kemal, cumhuriyetin ilk Cumhurbaşkanı oldu. Cumhuriyetin ilanıyla birlikte, toplumda bir dizi devrim gerçekleştirdi. Bunlar arasında, Türk alfabesinin Latin alfabesine geçirilmesi, hukuk reformları, laiklik ilkesinin benimsenmesi ve kadınlara seçme ve seçilme hakkı tanınması gibi önemli adımlar bulunmaktadır.

Ekonomik ve Sosyal Reformlar

Mustafa Kemal, ekonomik ve sosyal alanda da önemli reformlara imza attı. Köylüye toprak dağıtımı, sanayileşme politikaları ve ülkede altyapı çalışmaları gibi alanlarda büyük çabalar gösterdi.

“Beni görmek demek, mutlaka yüzümü görmek değildir. Benim fikirlerimi, benim duygularımı anlıyorsanız ve hissediyorsanız, bu kafidir.”

Mustafa Kemal Atatürk

İlkeleri

Mustafa Kemal Atatürk, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu olarak, ülkenin modernleşmesi ve çağdaşlaşması için bir dizi ilke ve reformu benimsemiştir. Bu ilke ve değerler, “Atatürk İlkeleri” olarak bilinir ve Türkiye’nin temel değerleri arasında yer alır.

Cumhuriyetçilik

Cumhuriyet, Türkiye’nin yönetim biçimidir. Cumhuriyetçilik ilkesi, devletin halk tarafından seçilen temsilciler aracılığıyla yönetilmesini savunur.

Milliyetçilik

Türk milletinin birliğini ve bağımsızlığını savunur. Milliyetçilik ilkesi, ülkenin bağımsızlığını ve birliğini koruma amacını taşır.

Laiklik

Laiklik, devletin dini bağlamdan bağımsız olmasını ve din ile devlet işlerinin ayrılmasını ifade eder. Bu ilke, dinin bireysel özgürlük alanına ait olduğunu vurgular.

Devletçilik

Devletçilik ilkesi, ekonomik alanda devletin aktif rol almasını ve ülkenin ekonomik kalkınmasını desteklemesini öngörür. Stratejik sektörlerde devletin etkin olması bu ilkenin bir yansımasıdır.

Halkçılık 

Halkçılık ilkesi, hükümetin halkın refahını ve mutluluğunu en üst düzeye çıkarmak için çalışmasını öngörür. Toplumsal adalet ve eşitlik ön plandadır.

İnkılapçılık

İnkılapçılık, devrimci değişikliklere öncülük etmeyi ve ülkeyi çağdaşlaştırmayı amaçlar. Bu ilke, sosyal, kültürel, ekonomik ve hukuki alanlarda radikal değişikliklere gidilmesini içerir.

 Atatürkçülük

Atatürkçülük ilkesi, Türkiye Cumhuriyeti’nin temel değerlerini ve Atatürk’ün düşünce sistemini benimseme anlamına gelir. Bu ilke, Atatürk’ün öğretilerine bağlılık ve onun mirasını yaşatma amacını taşır.

Devrimleri

Mustafa Kemal Atatürk, Türkiye Cumhuriyeti’ni kurduktan sonra ülkede bir dizi devrim ve reform gerçekleştirmiştir. Bu devrimler, Türkiye’yi çağdaş, laik, demokratik ve modern bir devlet haline getirmeyi amaçlamıştır. İşte Atatürk’ün önderliğinde gerçekleştirilen bazı önemli devrimler:

  1. Alfabe Değişikliği (1928): Osmanlıca olan Türk alfabesi, Latin alfabesiyle değiştirildi. Bu, toplumun eğitimine katkıda bulunmayı, okur-yazarlık oranını artırmayı ve halkın daha etkin bir şekilde eğitim almasını hedefliyordu.

Türk Medeni Kanunu ve Türk Ceza Kanunu (1926-1931): İslam hukukundan türemiş olan Osmanlı hukuk sistemleri yerine çağdaş, laik ve evrensel hukuk ilkelerini içeren yeni medeni ve ceza kanunları kabul edildi.

Teşvik-i İlmiye Kanunu (1926): İlköğretimde zorunlu eğitim getirildi ve çağdaş eğitim sistemi kuruldu.

Tevhid-i Tedrisat Kanunu (1924): Eğitim birliği sağlamak amacıyla medrese ve mekteplerin kapatılması ve tek bir milli eğitim sistemi oluşturulması hedeflendi.

Kıyafet Devrimi (1925): Türk toplumunda geleneksel giyim tarzları değiştirilerek, modern ve batılı giyim tarzı teşvik edildi.

Hilafetin Kaldırılması (1924): Osmanlı Devleti’nin dini liderlik makamı olan hilafet kaldırıldı ve Türkiye, laik bir devlet olma yolunda önemli bir adım attı.

Toprak Reformu (1923-1924): Köylülere toprak dağıtımı yaparak feodal sistemi ortadan kaldırmayı amaçladı.

Sanayileşme Politikaları (1930’lar): Ülkenin sanayileşmesini hızlandırmak için çeşitli teşvikler ve planlar hayata geçirildi.

Kadınlara Seçme ve Seçilme Hakkı (1934): Türk kadınlarına, dünya genelinde öncü olan seçme ve seçilme hakkı tanındı.

Soyadı Kanunu (1934): Türk vatandaşlarına soyadı alma zorunluluğu getirildi.

Montrö Boğazlar Sözleşmesi (1936): Boğazlar üzerinde Türkiye’nin egemenliğini güçlendiren bir anlaşma yapıldı.

Askeri Yeniden Yapılanma: Türk Silahlı Kuvvetleri, modern bir ordu olarak yeniden yapılandırıldı.

Bu devrimler, Türkiye’yi Osmanlı İmparatorluğu’nun mirasından çıkararak çağdaş ve bağımsız bir ulus devletine dönüştürmeyi amaçlamıştır. Atatürk’ün liderliğindeki bu devrimler, Türkiye’nin toplumsal, kültürel, hukuki ve ekonomik açıdan köklü bir değişim yaşamasına sebep oldu.

Gençliğe Hitabe

Ey Türk Gençliği!

Birinci vazifen, Türk istiklâlini, Türk Cumhuriyeti’ni, ilelebet muhafaza ve müdafaa etmektir. Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegâne temeli budur. Bu temel, senin en kıymetli hazinendir. İstikbalde dahi, seni bu hazineden mahrum etmek isteyecek, dahilî ve haricî bedhahların olacaktır. Bir gün, İstiklâl ve Cumhuriyeti müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için içinde bulunacağın kuvvet, damarlarındaki asil kanda mevcuttur.

Muhterem arkadaşlarım!

Sizin cevherinizde, bu istiklâl ve istikbali teminat altına alacak kudreti görmek, beni şevke getiriyor. Türk çocuğu, dünyada her türlü fedakârlığı yapabilecek kabiliyette bir insan yetiştirmek için en az zamanda en mükemmel şekilde teşkilatlanmalıdır. Çalışınız! Çalışınız! Zira bu meşakkat, rahat ve saadetin anahtarıdır. Ey Türk Gençliği!

Birinci vazifen, ahlâkı yüksek, fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür nesiller yetiştirmektir.

İstikbâlde her türlü inkılap ve her türlü mâneviatın ifnâsı için her türlü mânevî kuvvet ve kesb-i meşakkat mevûd bulunmaktadır. Siz yeter ki bu kuvvet ve meşakkati hissediniz. Güveniniz kuvvetli olsun. İstikbâl sizsiniz!

Mustafa Kemal ATATÜRK